Triatlon aslında kişisel bir spordur. Sporcunun erişebildiği gücü zorlayan insanüstü bir çaba gerektiren, değişik yaş gruplarının yapabileceği bir branştır.
Olimpik tarzda rekor denemelerinin yapılmadığı hava ve zemin koşullarına göre derecelerinin değişebildiği bir spor olması insanların bu spora ilgisini arttırıyor.
Triatlon Sporu, kuvvet, dayanıklılık ve dayanıklılık becerilerinin çok iyi olmasını gerektirdiğinden ve çevresel koşullardan (rüzgar, yağmur, dalga vb.) kolayca etkilenebildiğinden dolayı elde edilen derecelerde rekor kırma gibi bir süre kavramı bulunmamaktadır. Ancak en iyi derece diye adlandırabileceğimiz ve bir önceki sene aynı yerde ve aynı parkurda yapılan yarışma ve yarışmaların tekrarında alınan derecelerin kıyaslanması sonucu tutulan zaman toplamı vardır.
Triatlon sporu bir felsefik spordur. Azimle çalışan gereklerini yerine getiren herkes bir diğerini geçer mutlak birincilik ikincilik üçüncülük çok uzun süreli yoktur. Ama sağlam istikrarlı triatlet vardır. Hemen hemen mevcut tüm yarışmalara başarıyla katılan ve bitiren bir önceki derecesinden 1 saniye ve dakika önce bitiren minimum 10 yıl maksimum 20-25 yıl Triatlon sporuna gönül veren kişi gerçek triatlet gerçek şampiyondur.
Özetle, Triatlon ufak ufak çakıl taşlarını sabırla bir araya getirmek sonunda yıllara yayılan, yıkılmayan, devrilmeyen bir piramit yapmaktır.
Bugüne kadar olimpiyatların açılışı geleneksel olarak binicilik ile başlar binicilikle son bulurdu.
Ancak artık dünya yeni sporlar ve yeni heyecanlar peşinde olduğu için Uluslararası Olimpiyat Komitesi de hareketli sporlarla oyunları başlatma karar almış ve bildiğimiz gibi Sydney Olimpiyatlarını Tiratlonla başlatmıştır.
Triatlon, ilk olarak 2000 Sydney Olimpiyat Oyunlarına Olimpiyat Komitesince bağımsız olarak alındı.
Triatlon yarışlarında organize edildiği yörenin (yerin) coğrafi ve iklim koşullarına göre değişiklik yapılabilir. Örneğin yüzmenin mümkün olmadığı yerlerde, yüzme yerine başka bir spor disiplini konulabilir. Ancak ilk defa 2002 Sydney Olimpiyat Oyunlarında, Olimpik spor olarak kabul edilen Triatlon’ un Olimpiyatlarda kabul gördüğü şekli yüzme, bisiklet ve koşu disiplinlerinden oluşmaktadır.
1977 Yılında Jhon Collins adlı şahıs, Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetlerinde Subay olarak görev yapmaktadır. O tarihlerde Hawaii Adaları’nın en büyüğü olan Honolulu’da üç farklı ve bir o kadar da birbirinden zor yarışmalar organize edilmektedir. Honolulu Plajı boyunca yapılan 3800 metrelik yüzme maratonu, ada etrafında düzenlenen 180 km.’lik bisiklet yarışı ve 42 km. 195 m.’lik koşu maratonu.
Jhon Collins arkadaşları ile bu üç farklı yarışma hakkında kritik yaparken aklına birden bu yarışmaların beraber bir organizasyonda yapılabileceği fikri gelir ve bunu büyük bir cesaretle arkadaşlarına söyler. Bu fikri söylemek bir cesaret işidir çünkü bu yarışmaların birini bile bitiremeyen onlarca sporcu varken, üç sporun da ard arda yapılması olanaksız gibi görülmektedir. Bu sebeple arkadaşları ona “deli” derler. Ne var ki arkadaşları arasında onun gibi macera ruhlu (deli) insanlar vardır! Böylelikle adına IRONMAN ( Demiradam ) dedikleri yarışmanın ilk startı 15 sporcuyla verilmiş olur. Yarışmayı izleyen herkes yarışmayı kimin kazanacağından çok bu zor sporu bitiren olup olmayacağını merak etmektedir. Sonunda 11 saat 46 dakika ile finiş çizgisine ilk sporcu ve ilk Ironman Şampiyonu olarak tarihe geçen Gordon HALLER gelir. Yarışma bittiğinde sanılanın aksine 15 sporcudan 12’si finiş çizgisine ulaşır. Organizasyon, kazasız belasız olarak başarıyla tamamlanmıştır. Bir dahaki sene tekrar düzenlenen Triatlon, katılımcıların ve izleyenlerin artan ilgisi sebebiyle televizyon kanallarının ve sponsor şirketlerinin de dikkatini çeker. Böylece tüm dünyada milyonlarca lisanslı sporcusu olan dev bir sektöre dönüşmüştür.
Bugün Avrupa Kıtası’nda, Futboldan sonra en fazla lisanslı sporcuya sahip olan spor Triatlon’dur. Bireysel bir spor olduğu göze alınırsa bu rakamın ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Yıllar geçtikçe, katılımın artmasını sağlamak ve organizasyonları kolaylaştırmak amacıyla IRONMAN mesafeleri daha makul seviyelere indirilmiştir. Uluslararası Federasyonun kurulmasıyla birlikte de Ironman adı “üçlü spor” anlamına gelen TRİATLON olarak değiştirilmiştir. Ancak ilk yapılan mesafelerdeki organizasyonlar, yine IRONMAN olarak adlandırılmaktadır.
Triatlon, olimpiyatlarda ilk defa 2000 SYDNEY Olimpiyat Oyunlarının “açılış sporu” olarak yer almıştır. Böylelikle milyonlarca seveni olan Triatlon hak ettiği değeri kısa sürede almıştır.
Türkiye’de Triatlon’un yapıldığı başlıca yerler, Alanya, Erdek, Çeşme, Sapanca’dır. Ayrıca her sene Federasyon bünyesinde Kızkalesi, Marmaris, Eğirdir, Çamyuva, Urla ve İstanbul’da yarışmalar düzenlenmektedir. İstanbul’da ENKA Spor kulübünün ve İzmir’de Ege Üniversitesi ve Türkiye Denizcilik İşletmelerinin düzenledikleri yarışmalar da unutulmamalıdır. 2001 Haziran’ına kadar Bisiklet Federasyonuna bağlı bulunan triatlon, bu tarihte ayrı bir federasyon olarak faaliyete başlamıştır.
Triatlonun genel kuralları
Triatlon üç farklı spor branşının, zaman ayırımı olmaksızın ard arda yapılması ile oluşan yeni bir spor branşıdır. Fiziksel özellikleri sebebi ile kendisine en yakın branş olarak gösterilen Atletizm’den bir hayli farklıdır. Çünkü Atletizm gibi sporun atalarından sayılan Yüzme gibi bir ana branşı ve teknik bir malzemenin kullanılmasını gerektiren bisiklet branşını da içermektedir. Ayrıca Atletizmin branşları olan Dekathlon, Pentathlon ve Hepathlon sporlarında puanlama, Triatlon’da ise süreye karşı yarışma esastır. Bir diğer fark da Triatlon’nun bu sporların aksine çıkıştan bitime kadar süren bir spor olmasıdır.
Triatlon’un Olimpiyat Oyunlarında kabul gördüğü branşlar sırasıyla, Yüzme-Bisiklet-Koşudur. Bunun yanında, Triatlon organize edildiği yerin özelliklerine uygun olarak değişiklikler gösterebilir. Örneğin Raft Sporu’nun yapılmasına müsait bir bölgede Yüzmenin yerine Rafting koyulabilir. Ya da kış sporlarının yapılmasına olanak veren bir yerde Yol bisikleti yerine, Mukavemet kayağı koyulabilir.
Triatlon disiplinlerinin kuralları
Yüzme:
Yarışmacılar yüzme parkurunu tamamladıktan sonra bisiklet etabına devam etmek üzere bisiklet parkuruna koşarlar. Değişim alanı denilen, bisiklet ve malzemelerinin bulunduğu yerde kısa bir sürede hazırlanarak bisikletle yarışa devam ederler hazırlanma süresi toplam yarış süresine dâhildir.
Triatlon yüzme ile başlar. Genellikle erkek ve bayan sporcuların çıkışları ayrı ayrı verilir. Yüzme denizde yapılabildiği gibi göl, debisi az nehirler, kanallar ve havuzlarda da yapılabilmektedir. Yüzme normal olarak, deniz, göl, baraj gibi yerlerde hazırlanan geniş parkurlarda yapılmakta parkurun çıkış noktası yarışmacıların suyu rahatça terk edebilmesi için geniş tutulmaktadır. Avrupa’da sadece Triatlon için dizayn edilmiş havuzlar ve tesisler vardır.
Bütün yarışmacılar, organizatörlerin vereceği yüzme bonelerini giymek ve yarış numaralarını kol ve bacaklardan birisine yazmak zorundadırlar. Yarışmacılar istedikleri biçimde yüzebilir başlangıç ve bitiş noktalarında yürüyebilirler ancak Yüzme sırasında sporcular sadece mayo giymek zorundadırlar. Bunun dışında sporcuya avantaj sağlayacak herhangi bir yardımcı malzeme kullanamazlar. Ancak su ısısının organizasyon komitesinin belirleyeceği sıcaklığın altına düşmesi durumunda, sporcular wetsuit denen ve sporcuyu soğuktan koruyan giysiyi giyebilir.
Bisiklet:
Yüzme parkurunu tamamlayan yarışmacılar, bisikletleri ile önceden belirlenmiş parkuru herhangi bir yardım almadan tamamlarlar. Yarışmacılar bisiklet etabında güvenlik kaskı kullanmak ve organizatörleri tarafından temin edilen ve arkadan tam olarak görülen yarış numarasını, sırtlarına takmak zorundadır.
Sporcular, yarışma öncesinde organizasyon komitesi tarafından belirlenen değişim bölgesindeki kendi numaralarının olduğu yere bisikletlerini koyarlar. Yüzme parkurunu tamamlayan yarışmacılar değişim bölgesine gelerek kasklarını takarlar, ayakkabılarını giyerler ve bisikletlerini alarak değişim bölgesinden çıkarlar. Yarışmacılar, değişim bölgesinden çıkana kadar bisikletlerine binemezler. Değişim bölgesine yarışmacılardan ve görevli insanlardan (hakemlerden) başkasının girmesi yasaktır. Triatletler bisikletleri ile önceden belirlenmiş parkuru herhangi bir yardım almadan tamamlarlar. Yarışmacılar, bisiklet etabında güvenlik kaskı kullanmak ve organizatörleri tarafından temin edilerek kendilerine verilen yarış numaralarını, bisiklet etabı boyunca arkalarından görünecek şekilde sırtlarına takmak zorundadırlar.
10 metre kuralı:
Bir yarışmacı, önündeki diğer bir yarışmacıyı en az 10 metre yakından takip edebilir. Diğer bir değişle 10 metre yaklaşabilir. Bunun sebebi arkadaki sporcunun, önündekinin rüzgar çekiminden faydalanarak haksız bir rekabete yol açmasını engellemektir. Bu kuralı ihlal eden yarışmacılar motorlu hakemler tarafından “ya rakibini geç ya da 10 metre mesafeyi koru” diyerek ikaz edilirler. Yarışmacı kuralı tekrar ihlal ederse hakemler tarafından durdurulur ve kenarda 1 dakika bekleme cezası alırlar.
Koşu:
Yarış parkuru önceden belirlenmiş cadde ve patikalarda olabilir. Bisiklet etabını tamamlayan Triatletler, bisikletlerini değişim bölgesine, aldıkları yere koyarlar. Burada koşu ayakkabılarını alan yarışmacılar koşu parkurunu bitirmek üzere değişim bölgesini terk ederler. Burada geçen süre toplam yarış süresine dâhildir. Triatletler numaralarını koşu boyunca önlerinden görünecek şekilde takmak zorundadırlar. Yarışmacılara kesinlikle hiçbir dış destek verilemez. Ancak resmi serinleme istasyonlarında su ve yiyecek verilebilir. Bitiş hattı belirgin bir şekilde hazırlanır ve yarışmacılar bu hattı geçerek yarışı tamamlar. Koşu parkurunun bitimi aynı zamanda triatlonun da bitişidir. Toplam derece alınır ve sıralama ona göre değerlendirilir.
Triatlon yarışma mesafeleri
Triatlon ferdi bir spordur. Yüzme, bisiklet ve koşunun arka, arkaya yapıldığı olimpik bir spor branşıdır. Sprint (kısa) mesafe, olimpik mesafe, olmak üzere 2 değişik mesafede yapılmaktadır.
Sprint-Kısa: Yüzme (750 m), Bisiklet (20 km), Koşu (5 km)
Olimpik: Yüzme (1500 m), Bisiklet (40 km), Koşu (10 km)
Ironman (Demir adam): Yüzme (3800 m), Bisiklet (180 km), Koşu (42 km 195 m)